Sao Paulo , Güney Amerika nın en kalabalık şehriymiş.
40 milyon insan yaşıyormuş şehirde.
Çok meşhur bir otelmiş. Geceliği 1000 $ dı yanlış hatırlamıyorsam.
Şehiriçi otobüslerin renkleri hangi yöne gittiklerini gösteriyormuş. Örneğin bu otobüs kuzey yönüne gidiyormuş.
Şehirden bir kare.
Şehrin merkezinde bir katedral vardı ve biz gezerken içinde ayin tarzı bir program vardı. İngilizce konuşmadıkları için ne dediklerini anlamasak da dua edildiğini anlayabildik. Sonunda da sıraya giren herkese yiyecek bir şey verdiler , gofretmiş bizim bir arkadaş da sıraya girdi ve aldı.
Otel odasından şehrin görüntüsü. Çok fazla yüksek bina var. İş merkeziymiş.
Şehir merkezindeki katedralin dışından bir görüntü. Rehber burada inmeden önce çok defa uyardı kapkaç vs. çok yaygınmış. Grupta önce inmek istemeyenler oldu ama gelmişken inip gezelim dedik.
27 Ocak 2017 Cuma
25 Ocak 2017 Çarşamba
Favela
Favela gezisinin riskli bir gezi olacağını biliyorduk , çünkü şehirde suçlu ve aranan insanların yaşadığı kendine özgü kurallarının olduğu polisin bile giremediği geniş gecekondu mahallelerinden oluşan bir yerdi. Ama farklı yaşamlar görmeye olan merakım ve bir daha böyle bir fırsatın elime geçmesinin zor olması sebebiyle 20 kişilik gruptan geziyi kabul eden 8 kişiden biriydim.
Bir ciple aldılar ,üstü açık bir cipti. şehrin normal olan yerlerinden geziye başladığımızda 12 yıldır Rio da yaşayan Turk rehberimiz bize anlatmaya başlamıştı.
Polis bile giremiyor ama bir tanıdığınız varsa oldukça güvenli bir yer , şehirde arabayı bıraksanız sabaha götürürler yani çalarlar ancak favelada arabayı bıraksanız hiç bir şey olmaz. İnsanların yüzlerini çekmemek yada kameraya almamak gerekiyor. Bundan çok rahatsız oluyorlar çünkü çoğu polis tarafından aranan kişiler :) Burada yaşayan mühendis, doktorlarda var. Kendine özgü bir yaşam şekli. Hastanesi ve okulu var ve ücretsiz. Buralarda çalışan doktorlar vs. bu favelada yaşayanlardan.
Polis bir kaç defa girmiş ve büyük kavga çıkmış bu nedenle girmiyor. Aslında devletinde böylesi gecekondu mahallesi faydasına çünkü bu insanları kendi istekleriyle izole etmiş oluyorlar. Evleri yasal bir şekilde yapılmamış ancak devlet yıkmamış , ancak sınır koymuş daha fazlasını yaparsanız yıkarım demiş. Bu nedenle binalardaki kat sayıları artmaya başlamış. Eğlenceye çok düşünlermiş ki biz ordayken de müzik sesleri geliyordu.
Biz cipten inip yürüyüş de yapacaktık , tabi favelalı orayı bilen bir rehber de bizimle yürüyecekti ki böylece 3 rehber ile gezmiş olduk.
Gezerken ki benim görüşüm insanlar çok sıcaktı , bizim gelmemiz onları mutlu etmiş gibiydi. Selam verenler oluyordu. Tabi ki bir tehlikede hissediyorduk. Kurallarına uymalıydık. Dans eden çocukları çekmeden önce içlerinden biri kim bunlar dedi birazda öfkeliydi , favelalı rehber "Onlar Turk Turk" dedi. Yani ben onları tanıyorum anlamındaydı sanırım. "Ha tamam" gibi bir şeyler dedi ama gözleri üstümüzde gibiydi. Çocukların danslarını izledik ama biraz sıradandı.
Videolarda görüldüğü gibi bir ana cadde var buradan arabalar geçiyor ancak aralardaki sokaklar çok dar , sağlı sollu yürünüyor. Yolu kapatmamız için rehber sık sık uyardı çünkü biz etrafı izlerken farkında olmadan geçenlere engel oluyorduk. Geçişlerde bazen birinin oturma odası yada yatak odasından diğer sokağa geçmek gerekebiliyormuş , biz bu şekilde geçmedik ama.
Bir de bir çatı vardı. Manzarası çok güzeldi. Bizim gibi gelen 3-5 turist daha gördük. Bu ekstra gezinin kişi başı maliyeti 60 dolardı. Bence fazlasıyla değmişti.
Bir ciple aldılar ,üstü açık bir cipti. şehrin normal olan yerlerinden geziye başladığımızda 12 yıldır Rio da yaşayan Turk rehberimiz bize anlatmaya başlamıştı.
Polis bile giremiyor ama bir tanıdığınız varsa oldukça güvenli bir yer , şehirde arabayı bıraksanız sabaha götürürler yani çalarlar ancak favelada arabayı bıraksanız hiç bir şey olmaz. İnsanların yüzlerini çekmemek yada kameraya almamak gerekiyor. Bundan çok rahatsız oluyorlar çünkü çoğu polis tarafından aranan kişiler :) Burada yaşayan mühendis, doktorlarda var. Kendine özgü bir yaşam şekli. Hastanesi ve okulu var ve ücretsiz. Buralarda çalışan doktorlar vs. bu favelada yaşayanlardan.
Polis bir kaç defa girmiş ve büyük kavga çıkmış bu nedenle girmiyor. Aslında devletinde böylesi gecekondu mahallesi faydasına çünkü bu insanları kendi istekleriyle izole etmiş oluyorlar. Evleri yasal bir şekilde yapılmamış ancak devlet yıkmamış , ancak sınır koymuş daha fazlasını yaparsanız yıkarım demiş. Bu nedenle binalardaki kat sayıları artmaya başlamış. Eğlenceye çok düşünlermiş ki biz ordayken de müzik sesleri geliyordu.
Biz cipten inip yürüyüş de yapacaktık , tabi favelalı orayı bilen bir rehber de bizimle yürüyecekti ki böylece 3 rehber ile gezmiş olduk.
Gezerken ki benim görüşüm insanlar çok sıcaktı , bizim gelmemiz onları mutlu etmiş gibiydi. Selam verenler oluyordu. Tabi ki bir tehlikede hissediyorduk. Kurallarına uymalıydık. Dans eden çocukları çekmeden önce içlerinden biri kim bunlar dedi birazda öfkeliydi , favelalı rehber "Onlar Turk Turk" dedi. Yani ben onları tanıyorum anlamındaydı sanırım. "Ha tamam" gibi bir şeyler dedi ama gözleri üstümüzde gibiydi. Çocukların danslarını izledik ama biraz sıradandı.
Videolarda görüldüğü gibi bir ana cadde var buradan arabalar geçiyor ancak aralardaki sokaklar çok dar , sağlı sollu yürünüyor. Yolu kapatmamız için rehber sık sık uyardı çünkü biz etrafı izlerken farkında olmadan geçenlere engel oluyorduk. Geçişlerde bazen birinin oturma odası yada yatak odasından diğer sokağa geçmek gerekebiliyormuş , biz bu şekilde geçmedik ama.
Bir de bir çatı vardı. Manzarası çok güzeldi. Bizim gibi gelen 3-5 turist daha gördük. Bu ekstra gezinin kişi başı maliyeti 60 dolardı. Bence fazlasıyla değmişti.
24 Ocak 2017 Salı
Rio De Janeiro
Rio De Janeiro ,
Ocak Nehri anlamındaymış. Gemiciler burayı ocak ayında buldukları için bu ismi vermişler.
Otelin yakınında olan Copacabana plajı. Deniz çok dalgalı olduğu için yüzmekten vazgeçtik. Rio çok güzel bir şehir ancak tek problem güvenlik. Gelmeden önce rehber defalarca uyardı dikkatli olmamız için. Yanımıza çanta vs hiç bir şey almadan sadece az miktarda para alarak dışarı çıkıyorduk. Bu resmi Esra çekti. Elinde telefonu görünce almasaydın telefonunu dedik. O da mecburdum aldım artık dedi ve bizimde resimlerimizi çekti.Futbola hiç ilgi duymasamda , 2002 yılında Brezilya Turkiye maçını sonuna kadar izlediğimi hatırlıyorum ki bu izlediğim tek futbol maçıydı. Brezilyalı futbolcular dans eder gibi futbol oynuyordu. Brezilyada futbola büyük merak olduğunu gördüm. Stadyum lar çok meşhurmuş. rehber daha önce böyle meşhur bir stadyumda maç izlemiş. Gol olunca kendini arkalardayken önlerde bulmuş. Hatta Arjantin - Brezilya arasında tarihde hiç bir savaş anlaşmazlık olmamış. Ancak futbol konusunda ciddi bir rekabet varmış.
Yanlış hatırlamıyorsam Rio karnavallarının yapıldığı yerdi.
Farklı bir mimari ile inşa edilmiş Katedral. Yerel rehbere katedral ve kilise arasındaki farkı sordum. Kiliselerde her pazar ayin vs yapılıyormuş. Ama katedral de daha özel zamanlar da dua ayin yapılıyormuş.
Kilise ve katedrallerde incil okunuyormuş ve papaz bunları açıklıyormuş. Aynı zamanda dua da ediliyormuş. Rio halkı , çok büyük çoğunluğu Katolikmiş.
Gittiğim ülkelerde , yerel kanalları izlemeyi seviyorum ne dediklerini anlamasam da. Çocukluğumda Brezilya dizileri izlerdik. Bugünkü diziler ile çok benziyor ve beni çocukluğuma götürdü.
Burası favela. Bu çatıdan şehir güzel görünüyordu. Favela gezisi detayları için : http://aysegul-sezen.blogspot.com.tr/2017/02/favela.html
Favela da insanların yüzlerini kamera ile çekemiyorduk. Bende favela yı bize gezdiren oralı rehber ile foto çekildim.
Detaylar :
http://aysegul-sezen.blogspot.com.tr/2017/02/favela.html
Rio nun muhteşem sahillerinden..
Ünlü İsa heykeli.
Burası Sugarloaf. Teleferik ile çıkılarak şehri izleme imkanı bulunuyor. Burayı gemiciler ilk keşfettiklerinde , o zamanlar ki şeker ölçü aletine benzetmişler ve bu ismi vermişler.
23 Ocak 2017 Pazartesi
Paraguay
-Paraguay-
Paraguay sınır
Fos de iguazu şehrinin çok yakınındaki Paraguay 'ı da giderek bir ülke daha görmüş olmak istedik. Yarım saat bile değildi
uzaklığı.
Paraguay , Guney Amerika daki en ucuz alışveriş ülkesiymiş. Bunun sebebide ülke halkı oldukça fakirmiş ve deniz yada doğal zenginlikleri yokmuş. Bu nedenle çok düşük vergi alarak alışveriş için bir çok insanı buraya çekiyorlarmış.
Dolar çok yükseldiği için elektronik konusunda fiyatlar Tr deki ile hemen hemen aynı gibiydi. Bir çok avm ve sokak satıcıları vardı. yaklaşık 3 saat kadar kaldık.
Paraguay
Paraguay sınır
Fos de iguazu şehrinin çok yakınındaki Paraguay 'ı da giderek bir ülke daha görmüş olmak istedik. Yarım saat bile değildi
uzaklığı.
Paraguay , Guney Amerika daki en ucuz alışveriş ülkesiymiş. Bunun sebebide ülke halkı oldukça fakirmiş ve deniz yada doğal zenginlikleri yokmuş. Bu nedenle çok düşük vergi alarak alışveriş için bir çok insanı buraya çekiyorlarmış.
Dolar çok yükseldiği için elektronik konusunda fiyatlar Tr deki ile hemen hemen aynı gibiydi. Bir çok avm ve sokak satıcıları vardı. yaklaşık 3 saat kadar kaldık.
Paraguay
Iguassu
-IGUASU ŞELALELER-
Bu şelaleler Arjantin - Brezilya sınırına çok yakın. Biz arjantin tarafındaki küçük bir havalimanına indik. Araçla brezilya tarafına geçtik. Bu kopru tam sınırın olduğu yer. Koprunun mavi beyaz olan tarafı arjantin , yeşil sarı olan tarafı ise brezilya. Brezilya tarafına geçtikten kısa bir sure sonra pasaport kontol için araçtan indik.
İsmini hatırlayamadığım bu canlıyı ilk defa gordum. Turkiyedeki kediler gibi heryerde karşısınıza çıkıyor bazıları suru halinde dolaşıyor. Yiyecek vermediğiniz süre zararsız oldugu söylendi ama benim elimde bir poset vardı. Bir tanesi ona doğru sıçradı. Yine de dikkat etmek lazım.
Iguazu şelalerine doğru gitmek için, oldukça yeşil farklı cinsde hayvanlarında yaşadığı yürüyüş yolunda ilerlemeniz gerekiyor. İlerledikçe şelaleye yaklaşıyor ve en iyi konumda görme şansınız oluyor. Benim çektiğim videolar en yakın noktadan olanlar.

Iguassu şelaleleri , dünyadaki 2. büyük şelaleymiş , Niagara 3. müş.
Bot turu , şelalelerin altına gidiyor. Öncesinde yağmurluk giydik ama ona rağmen çok ıslandık.
O gün içinde hem Paraguay ı , hemde muhteşem iguazu şelalerini gezmiş ve bot turu ile şelalenin altında ıslanmak gibi sıradışı bir deneyimimiz olmuştu. Akşamında böylesi güzel bir şov ile gün daha iyi noktalanamazdı
Bu şelaleler Arjantin - Brezilya sınırına çok yakın. Biz arjantin tarafındaki küçük bir havalimanına indik. Araçla brezilya tarafına geçtik. Bu kopru tam sınırın olduğu yer. Koprunun mavi beyaz olan tarafı arjantin , yeşil sarı olan tarafı ise brezilya. Brezilya tarafına geçtikten kısa bir sure sonra pasaport kontol için araçtan indik.
Iguazu şelalerine doğru gitmek için, oldukça yeşil farklı cinsde hayvanlarında yaşadığı yürüyüş yolunda ilerlemeniz gerekiyor. İlerledikçe şelaleye yaklaşıyor ve en iyi konumda görme şansınız oluyor. Benim çektiğim videolar en yakın noktadan olanlar.
Iguassu şelaleleri , dünyadaki 2. büyük şelaleymiş , Niagara 3. müş.
Bot turu , şelalelerin altına gidiyor. Öncesinde yağmurluk giydik ama ona rağmen çok ıslandık.
20 Ocak 2017 Cuma
Buenos Aires
-Buenos Aires-
Binanın üzerindeki resimdeki kişi Eva Peron. 1900 lerin başında dünyaya gelmiş ve ünlü biri ile evlenerek çıkardığı akımla ünlenmiş. 5 çocuklu fakir bir ailenin 5. çocuğu. Ünlenmesiyle fakirlere yardım etmiş . Hayatı , Evita isminde bir film de anlatılmış. Mezarı, Buenos airesdeki çok ünlü bir mezarlıkta. Biz de hayatını mezarı başında dinledik.
Şehir merkezinden bir görüntü..
Şehir merkezinden bir görüntü..
Buenos Aires de ünlü bir mezarlık. Burada her dinden insan varmış. Ama ortak özellikleri zengin olmalarıymış. En son mezar 5 yıl önce 300000 dolara satılmış.
Burada her ev gibi görünen yerler mezarlık yada aile mezarlığı. Bazıları bakımsızdı. Sebebi aileleri ücret ödemeyi bırakmışlar. Bu nedenle bakılmıyorlarmış.
Eva Peron'un ateşli konuşmalar yaptığı Pink House.
Bu nehir oldukça uzundu ama tam uzunluğunu hatırlayamadım. Çamur nedeniyle görüntüsü böyle yani kirli olduğu için değil ki insanları yüzerken gördük. Nehir boyunca ilerlerken , karadan ayrılmış bir çok adayı gördük. Ada oldukları çok fazla belli olmasa da rehber tarafından bir çok ada olduğu söylendi. Bu adalarda evler vardı ki bunların tüm ulaşımları tekneler ileymiş. Hiç araba yokmuş ve oldukça zengin insanlarmış. Bu görünen evler bahsettiğim zenginlere aitmiş. Yaşamak için ihtiyaçları , her gün gelen market şeklindeki tekne ile sağlanıyormuş ki biz bu tekneye de rastladık. Bir de tekne şeklinde benzin istasyonu vardı.
Nehir boyunca olan bu gezi oldukça keyifliydi. Bizim bindiğimiz tekne kapalıydı ve gezerken otomatik bir anlatım sistemi de vardı. Dönüşte tekne dışına çıkma imkanı bulduk. Buralara özgü bir kuş ve ağaçtan bahsettiler ve gösterdiler ama isim ve detaylarını şimdi hatırlayamadım.
Şehrin merkezinden bir görüntü. Şehrin merkezini çok beğendim. Belirgin bir özelliği olmasada canlı hareketli bir yerdi.Taksim meydanına benziyor.
Buenos aires "güzel havalar" demekmiş . Bizim gittiğimiz mevsimden mi kaynaklanıyordu bilmiyorum ama şehrin havası gerçekten çok güzeldi .
Buenos Aires da havaalanında beklerken gruptaki arkadaşlar biriyle tanıştık hadi sende foto çekil dediler. Elindeki oralarda meşhur olan bardak tarzı şeyi ve termosunu benim elime verdi. Buranın geleneksel bir içeceğiymiş. Ama acelemiz olduğu , bu gençde fotograf çekilmekten bıktığı için çok konuşma imkanım olmadı.
Binanın üzerindeki resimdeki kişi Eva Peron. 1900 lerin başında dünyaya gelmiş ve ünlü biri ile evlenerek çıkardığı akımla ünlenmiş. 5 çocuklu fakir bir ailenin 5. çocuğu. Ünlenmesiyle fakirlere yardım etmiş . Hayatı , Evita isminde bir film de anlatılmış. Mezarı, Buenos airesdeki çok ünlü bir mezarlıkta. Biz de hayatını mezarı başında dinledik.
Şehir merkezinden bir görüntü..
Şehir merkezinden bir görüntü..
Buenos Aires de ünlü bir mezarlık. Burada her dinden insan varmış. Ama ortak özellikleri zengin olmalarıymış. En son mezar 5 yıl önce 300000 dolara satılmış.
Burada her ev gibi görünen yerler mezarlık yada aile mezarlığı. Bazıları bakımsızdı. Sebebi aileleri ücret ödemeyi bırakmışlar. Bu nedenle bakılmıyorlarmış.
Eva Peron'un ateşli konuşmalar yaptığı Pink House.
Bu nehir oldukça uzundu ama tam uzunluğunu hatırlayamadım. Çamur nedeniyle görüntüsü böyle yani kirli olduğu için değil ki insanları yüzerken gördük. Nehir boyunca ilerlerken , karadan ayrılmış bir çok adayı gördük. Ada oldukları çok fazla belli olmasa da rehber tarafından bir çok ada olduğu söylendi. Bu adalarda evler vardı ki bunların tüm ulaşımları tekneler ileymiş. Hiç araba yokmuş ve oldukça zengin insanlarmış. Bu görünen evler bahsettiğim zenginlere aitmiş. Yaşamak için ihtiyaçları , her gün gelen market şeklindeki tekne ile sağlanıyormuş ki biz bu tekneye de rastladık. Bir de tekne şeklinde benzin istasyonu vardı.
Nehir boyunca olan bu gezi oldukça keyifliydi. Bizim bindiğimiz tekne kapalıydı ve gezerken otomatik bir anlatım sistemi de vardı. Dönüşte tekne dışına çıkma imkanı bulduk. Buralara özgü bir kuş ve ağaçtan bahsettiler ve gösterdiler ama isim ve detaylarını şimdi hatırlayamadım.
Şehrin merkezinden bir görüntü. Şehrin merkezini çok beğendim. Belirgin bir özelliği olmasada canlı hareketli bir yerdi.Taksim meydanına benziyor.
Buenos aires "güzel havalar" demekmiş . Bizim gittiğimiz mevsimden mi kaynaklanıyordu bilmiyorum ama şehrin havası gerçekten çok güzeldi .
Buenos Aires da havaalanında beklerken gruptaki arkadaşlar biriyle tanıştık hadi sende foto çekil dediler. Elindeki oralarda meşhur olan bardak tarzı şeyi ve termosunu benim elime verdi. Buranın geleneksel bir içeceğiymiş. Ama acelemiz olduğu , bu gençde fotograf çekilmekten bıktığı için çok konuşma imkanım olmadı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)